İş hayatındaki eşitsizlik, çoğu zaman doğrudan gözlemlenemez. Ancak arka planda sessiz ve sistematik bir şekilde ilerler. Kimin sesi daha çok duyuluyor? Kim kriz anlarında sahneye itiliyor? Görünmeyen işler kimin omzuna yükleniyor? İşte bu tür sorular, ofis ortamındaki cinsiyet temelli eşitsizlik mekanizmalarını gün yüzüne çıkarıyor.
Bugün iş yerindeki kadınların karşılaştığı yapısal sorunları tanımlamak için kullanılan bazı önemli kavramlar var. “Cam tavan”, “annelik cezası”, “ofis ev işleri” gibi terimler, sadece yaşanan problemleri açıklamakla kalmıyor; aynı zamanda toplumsal farkındalık oluşturmak için de güçlü araçlar sunuyor.
Kraliçe Arı Sendromu: Rekabetin Arkasındaki Sistem
Kraliçe Arı Sendromu, uzun yıllar kadın yöneticilerin kendi cinsiyetlerinden olan çalışanlara mesafeli davranmaları şeklinde yorumlandı. Oysa bu tutum bireysel değil, sistematik bir sonuçtur. Çoğu kurumda kadın yönetici sayısının sembolik düzeyde kalması, kadınları birbirine rakip haline getiriyor. Erkek egemen yapılar, kadınları “tek kontenjan” için mücadele etmek zorunda bırakıyor. Bu durum, kadın dayanışmasını sekteye uğratırken, aslında sistemsel eşitsizliğin sürdürülebilirliğini de garanti altına alıyor.

Ofis Ev İşleri: Görünmeyen Emek
Ofis ev işleri, genellikle yeni çalışanlara destek olmak, toplantı odalarını organize etmek veya sosyal etkinlikler düzenlemek gibi görevleri kapsıyor. Bu işler nadiren görünürlük kazansa da, yapılmadığında eksikliği hemen hissedilir. Ne yazık ki, sistemin “detaycılık”, “yardımseverlik” ve “ilgililik” gibi özellikleri kadınlarla özdeşleştirmesi nedeniyle bu tür görevler sıklıkla kadın çalışanların üzerine yıkılıyor. Bu durum, kadınların kariyer gelişiminde zaman ve enerji kaybına yol açabiliyor.
Annelik Cezası: Sessiz Bir Diskriminasyon
Annelik cezası, kadınların anne olduktan sonra iş dünyasında daha az üretken ya da daha az kariyer odaklı algılanması anlamına geliyor. Oysa erkeklerin babalık rolü, tam tersine, sorumluluk ve istikrar göstergesi olarak olumlu bir şekilde yorumlanıyor. Bu ikili standart, iş dünyasında kadınların gizli emeklerinin görünmez olmasına, erkeklerin ise benzer çabaları için ödüllendirilmesine yol açıyor. Böylece, iş hayatındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşiyor.
Cam Uçurum: Riskli Görevlerin Kadınlara Sunulması
Cam uçurum kavramı, kadınların yüksek risk taşıyan veya başarısızlık ihtimali yüksek pozisyonlara getirilmeleri durumunu tanımlar. Bu pozisyonlar başlangıçta birer fırsat gibi sunulur. Ancak başarısızlık gerçekleştiğinde, bu durum “kadınlar liderlikte başarısız oluyor” şeklinde olumsuz bir algıyı besler. Böylece kadınların iş hayatında daha kalıcı yerlere ulaşması bir kez daha zorlaştırılmış olur.
Purplewashing: Sahte Kadın Dostu Politikalar
Purplewashing, kurumların ve markaların gerçek bir dönüşüm gerçekleştirmeden kendilerini “kadın dostu” gibi göstermeye çalışmalarıdır. Örneğin, Kadınlar Günü’nde duygusal mesajlar paylaşan ama yönetim kadrosunda kadın bulundurmayan şirketler bunun en açık örneğidir. Bu tür sahte uygulamalar, toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek yerine, yüzeysel bir imaj yaratmaktan öteye geçemez.
Annelik Cezası Cam Tavan İş Hayatında Kadınlar Ofis Ortamındaki Cinsiyet Eşitsizliği
Last modified: 7 Mayıs 2025