Türkiye’de kadınların toplumdaki yeri, son 35 yılda hem umut vadeden ilerlemelere hem de hâlâ aşılması gereken zorluklara sahne oldu. Bu geniş zaman dilimi içerisinde teknolojiden siyasete, sanattan iş dünyasına kadar pek çok alanda kadınların varlığı ve etkisi gözle görülür biçimde arttı. Ancak kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında hâlâ alınması gereken uzun bir yol var.
Teknolojinin Kadın Hayatına Etkisi
90’lı yıllardan bu yana yaşanan teknolojik gelişmeler, tüm toplumlarda olduğu gibi Türkiye’de de kadınların yaşamlarını derinden etkiledi. Dijitalleşme, kadınların iş gücüne katılımı ve bilgiye erişimi açısından birçok fırsat sundu. Örneğin, evden çalışma imkanlarının artması, çocuk sahibi kadınların iş hayatında daha aktif kalabilmelerine olanak tanıdı. Aynı zamanda sosyal medya gibi araçlar, kadınların seslerini daha güçlü şekilde duyurabildikleri platformlara dönüştü.
İş Dünyasında Kadınların Yeri: Cam Tavanlar Hâlâ Yerinde
Ne yazık ki kadınların iş hayatına katılım oranı hâlâ istenilen seviyelerde değil. 2022 yılında açıklanan Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye, 146 ülke içinde 124. sırada yer aldı. Aynı yıl yapılan istatistiklere göre, erkeklerin istihdam oranı %72,1 iken, kadınlarda bu oran sadece %36,4’tü. Kadınların yönetici pozisyonlarında yer alma oranı artsa da, bu hâlâ oldukça yetersiz.

Özellikle medya sektöründe, genel yayın yönetmenliği ya da haber merkezi müdürlüğü gibi üst düzey pozisyonlar büyük ölçüde erkek egemenliğini koruyor. Ancak bu tablo değişmeye başladı. Kadın yöneticiler, artık sadece sayılarla değil, yarattıkları etkilerle de sahada daha fazla görünür olmaya başladı.
İyi Haberler de Var: Kadın Girişimciliği ve Liderlik
Sanofi Türkiye ve KAGİDER iş birliğiyle yürütülen Geleceğin Kadın Liderleri programı, kadınların liderlik potansiyelini ortaya koymaları için büyük bir fırsat sunuyor. 13 yıldır sürdürülen bu programdan bugüne kadar 1.750 kadın mezun oldu. Bu, Türkiye’de kadın dayanışması ve istihdamı adına önemli bir kazanım.
Kadınlar Medyada Gücünü Koruyor
Ana haber spikerliği gibi alanlarda kadınların varlığı 90’lardan bu yana hep güçlü oldu. Rana Elik, Gülgün Feyman, Jülide Ateş ve Defne Samyeli gibi isimler, Türkçeyi etkili kullanan örnek figürler olarak hafızalara kazındı. Bugün de kadınlar bu alandaki hakimiyetlerini sürdürüyor ve genç nesillere ilham kaynağı olmaya devam ediyorlar.
Türk Modasında Kadının Gücü
Türk modası da son 35 yılda kadınların damga vurduğu bir başka alan oldu. Dice Kayek markasıyla Ayşe ve Ece Ege kardeşler, Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Dilek Hanif gibi isimler bu alandaki öncülerdendi. Ardından gelen Zeynep Tosun, Aslı Filinta ve Dilara Fındıkoğlu gibi yeni nesil modacılar, Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil ediyor.
İstanbul Moda Haftası ve Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması gibi organizasyonlar, bu sürecin hızlanmasında önemli rol oynadı. Eğitim kurumlarının çoğalması da modaya ilgi duyan genç kadınların önünü açtı.
Kadınlar ve Siyaset: Tansu Çiller’in Mirası
1993 yılında Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olarak görev alan Tansu Çiller, kadınların siyasetteki temsili açısından bir dönüm noktasıydı. Her ne kadar kadın siyasetçilerin sayısı istenilen seviyeye ulaşamamış olsa da, bu adım tarihsel açıdan önemini koruyor.
Kültürel Temsilde Artış: Şebnem Paker ve Süpermodeller
1997’de Eurovision’da Şebnem Paker’in elde ettiği üçüncülük, Türk kadınının uluslararası alandaki görünürlüğünü artırdı. Aynı yıllarda süpermodellik kavramı yükselişe geçti ve Türkiye’den çıkan birçok kadın model dünya sahnesinde yer bulmaya başladı. Bu gelişmeler, kültürel temsildeki ilerlemeyi de gözler önüne serdi.
Eril Dil ve Algılar Değişiyor
Eskiden “bayan”, “kız” gibi ifadelerle tanımlanan kadınlar artık toplumda doğrudan “kadın” kimliğiyle anılıyor. “Kız başına” gibi deyimler yavaş yavaş gündemden düşüyor. Eril dilin dönüşümü, sadece söylemde değil, düşünsel yapının da değiştiğine işaret ediyor.
Sonuç: Yol Uzun Ama Umut Var
35 yılın sonunda vardığımız noktada, kadınların birçok alanda daha görünür ve aktif olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak cam tavanlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve patriarkal yapıların baskısı hâlâ ciddi sorunlar. Yine de değişimin adım adım geldiğini ve bu dönüşümün kalıcı olma potansiyeli taşıdığını görmek, umut verici. Türkiye’nin kadınlarla birlikte büyüyeceği bir gelecek, hiç de uzak değil.
Kadın Girişimciliği Kadın Hakları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Last modified: 22 Nisan 2025