Sanatçı Artem Martis, atık camları ileri dönüşümle heykellere dönüştürerek estetik ve sürdürülebilirliği bir araya getiriyor. Sanat yolculuğuna çocukluk dönemindeki renk ve figüratif anlatıma olan ilgisiyle başlayan Martis, mimarlık eğitimi sırasında sanata olan tutkusunu camla buluşarak derinleştirdi. Atık camları heykellere çeviren sanatçı, eserlerinde camın ışıkla etkileşimini ve malzemenin sınırlarını kullanarak estetik ve dayanıklılığı bir araya getiriyor. Mitolojik temalarla anıtsal heykeller yaratan Martis, mimarlık bilgisini sürdürülebilir ve çevreci bir bakış açısıyla harmanlıyor. Geleceğe yönelik hedefi için ise “Dünya sanat tarihine iz bırakacak çalışmalar üretmek istiyorum” diyor.
Sanat Yolculuğunuz Nasıl Başladı?
Sanat yolculuğum çocukluk dönemimde renklere ve figüratif anlatıma olan ilgimle başladı. Mimarlık eğitimim sırasında sanata olan ilgim daha da derinleşti ve cam ile karşılaşarak kendime özgü bir ifade dili buldum. Plaka camın dokusu ve ışıkla etkileşimi beni ilk cam heykellerimi yapmaya yönlendirdi. O zamandan beri bu yolculuğum hızla ve geri dönülmez bir şekilde devam ediyor.
Mimarlık Eğitiminizin Sanatınıza Etkileri Neler Oldu?
Mimarlık, sanatımın temel taşlarından biri haline geldi. Mekânın işlevselliğini anlama, estetik dengeleri sağlama ve malzemeye olan bakış açımı geliştirdi. Sanat çalışmalarımda özellikle cam gibi tehlikeli sınırları olan bir malzemeyle çalışırken, mimarlıkta öğrendiğim yapısal prensipleri kullanıyorum. Cam ile bir heykel inşa ederken malzemenin sınırlarını ve tepkilerini dikkatlice hesaplıyorum. Bu sayede estetik ve dayanıklılığı bir araya getiriyorum.
Üretim Süreciniz Nasıl İşliyor?
Çalışmalarımı soğuk cam işleme tekniği ile meydana getiriyorum. Bu teknikte, elmas ile kestiğim ve şekil verdiğim plaka camları belirli bir düzende form oluşturarak UV lazer yapıştırıcılar ile birleştiriyorum. Üretim sürecinde sık sık kesim hataları ve kırılmalarla karşılaşıyorum. Ancak her geçen gün edindiğim tecrübeler sayesinde bu problemler azalıyor.
Camla Çalışmanın Zorlukları Neler?
Cam, her şeyden önce kendi kurallarını koyan bir malzeme. Ona saygı göstermeden ona hâkim olamazsınız. Zorluğu kadar cazibesi de bu noktada ortaya çıkıyor. Şeffaf, sert ve kırılgan yapısı, ışığın etkisiyle her seferinde yeni bir yüzünü gösteriyor. Bu da izleyici ve sanatçı arasında sürekli yeni bir deneyim yaratıyor. Camla çalışmak, aslında kendime bir ayna tutmak gibi; onun kırılgan yapısı benim yaratım sürecindeki direncimle bütünleşiyor.
Sürdürülebilirlik Sanatınızda Öne Çıkıyor
Sürdürülebilirlik, sanatçılar olarak göz önünde bulundurmamız gereken önemli bir konu. Çevreye duyarlı malzeme kullanımı ve enerji yönetimi, sanatın geleceğini sürdürülebilir kılmak adına önem taşıyor. Sanatın toplum üzerindeki etkisini önemsiyorum; bu nedenle atık malzemeleri sanata dönüştürerek doğa ve insan arasındaki dengeye dikkat çekiyorum.
Eserlerinizde Işık ve Mekân Uyumu
Camın ışıkla etkileşimi, her bir çalışmanın mekânda farklı deneyimler sunmasını sağlıyor. Güneş ya da yapay ışık altında farklı görünüşler elde ediyorum. Gün ışığında sakin ve durgun bir ifade sergilerken, yapay ışık altında bambaşka bir hikâye anlatıyor. Böylece izleyicilere her an farklı derinlikte bir eser sunma şansı buluyorum.
Cam Sanatının Türkiye’deki Potansiyeli
Cam sanatı Türkiye’de keşfedilmeye açık geniş bir potansiyele sahip. Geleneksel el sanatları ile modern tekniklerin birleşimi, camı yeni nesil sanatçılar için güçlü bir ifade aracı yapabilir. Gelecekte bu potansiyelin küresel arenada daha çok tanınmasını umuyorum.
Teknoloji ve Sanatı Birleştiren Çalışmalar Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
Teknoloji, sanatta yenilik ve etkileşim olanaklarını artıran bir araç. Geleneksel yöntemlerin yanında dijital çizim, 3D modelleme ve fotoğraf gibi disiplinlerle de kendimi ifade etmeyi seviyorum. Teknoloji ve sanatı bir araya getirerek fütüristik projeler üretmek benim için heyecan verici bir hedef.
Gelecek Hedefleriniz Nelerdir?
Hayatımın hiçbir döneminde hayal kuran biri olmadım. Yaptığım işleri gerçeğe en yakın perspektifte planlayarak gerçekleştiriyorum. Bu süreçte sahip olduğum disiplini sürekli geliştiriyorum. En öncelikli planım, dünya sanat tarihine iz bırakacak çalışmalar üretmek. Yakın gelecekte dünya çapında müzelerde ve önemli koleksiyonlarda yer alacağımı biliyor, bu yolculuğa mental ve ruhsal olarak hazırlanıyorum.
Last modified: 13 Kasım 2024