Cilt bakım dünyası, sürekli gelişen formüller ve yenilikçi içeriklerle adeta bir devrim yaşıyor. Son dönemde adından sıkça söz ettiren üç önemli içerik ise Retinoidler, Epidermal Büyüme Faktörü (EGF) ve Hipokloröz Asit. Uzmanlara danışarak bu içeriklerin ne işe yaradığını, nasıl kullanıldığını ve cilt üzerindeki etkilerini derledik.
Retinoidler
Son yılların en popüler içeriklerinden biri olan Retinoidler, neredeyse herkesin cilt bakım rutininde yer edinmiş durumda. Sosyal medyanın etkisiyle yaygınlaşan bu içerik, yalnızca güzellik meraklılarının değil, dermatologların da gözde tercihlerinden biri. Victoria Beckham’dan Meghan Markle’a birçok ünlü isim retinoid içerikli ürünleri cilt bakımında vazgeçilmez olarak nitelendiriyor. Ancak retinoid ailesinin genişliği ve her formun farklı kullanım şekilleri, bu popüler içeriği biraz daha yakından tanımayı gerektiriyor.
Dr. Betül Şengör, retinoidlerin aslında bir A vitamini türevi olduğunu belirtiyor ve şu ayrımı yapıyor:
“Retinol, retinaldehid ve retinoik asit bu ailenin üyelerinden. Retinol daha hafif, retinaldehid orta güçlü, retinoik asit ise en etkili olan form.” Özellikle retinoik asit, dermatologların reçetelerinde sıkça yer alırken, gerektiğinde oral formda kullanılan Roaccutane gibi güçlü seçenekler de önerilebiliyor.
Retinoidler yalnızca yaşlanma karşıtı özellikleriyle değil, akne izleri ve yara lekeleri üzerindeki etkisiyle de dikkat çekiyor. Dr. Şengör, bu içeriğin çevresel faktörlere bağlı cilt hasarlarını gidermek, hücre yenilenmesini desteklemek ve cilt tonunu eşitlemek için mükemmel bir tercih olduğunu belirtiyor. Ancak hassas ciltler için dikkatli kullanım gerekiyor:
“Kuru veya ince ciltler, daha hafif retinoid formlarını seyrek kullanmalı ve mutlaka nemlendiriciyle desteklemeli.”
Retinoid kullanımında en önemli noktalardan biri ise güneş koruması. Yağda çözünen bu içerik, ciltte depolanarak uzun vadeli tahrişe neden olabileceğinden, uygulama sonrası cildin sıkı bir şekilde güneşten korunması gerekiyor.
Epidermal Büyüme Faktörü (EGF)
Epidermal Büyüme Faktörü (EGF), retinoidleri tolere edemeyen ciltler için güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor. Doç. Dr. Ezgi Özkur, EGF’nin cilt bakımında geleceğin yıldız içeriklerinden biri olabileceğini belirtiyor:
“Kolajen ve elastin üretimini teşvik eden bu içerik, kırışıklıkları azaltma ve cilt dokusunu onarma konusunda oldukça etkili.”
EGF’nin temel işlevi, hücresel düzeyde onarım sağlaması. Bu molekül zinciri, aslında yaraların iyileşmesi için keşfedilmiş olsa da, zamanla anti-aging ürünlerin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak EGF’lerin etkisi hâlâ klinik araştırmalara konu olmaya devam ediyor. Özellikle yüksek dozlarda kullanımın riskli olabileceğine dair tartışmalar, bu içeriğin hassas ciltler için dikkatli kullanılmasını gerektiriyor.
Hollywood yıldızlarının sıklıkla tercih ettiği EGF içerikli bakım uygulamaları, son dönemde TikTok trendlerine de yansıdı. Ancak bu içeriği evde kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Asidik ürünlerle birlikte kullanıldığında etkisini yitiren EGF, temiz ve nemli cilde uygulanmalı ve ardından ürünün tamamen emilmesi için birkaç dakika beklenmeli. EGF’nin en iyi sonucu gece rutini sırasında verdiği belirtiliyor; çünkü cilt gece boyunca onarım sürecinde olduğu için büyüme faktörlerinin etkisi artıyor.
Hipokloröz Asit
Cilt bakımında temizleme ve dezenfeksiyon dendiğinde, son dönemde Hipokloröz Asit dikkat çekiyor. Antibakteriyel özellikleriyle bilinen bu içerik, yalnızca akne tedavisinde değil, ciltteki tahrişleri yatıştırmak ve yaraları iyileştirmek için de tercih ediliyor. Dr. Ezgi Özkur, hipokloröz asidi şu sözlerle tanımlıyor:
“İnsan vücudunda doğal olarak bulunan, beyaz kan hücreleri tarafından üretilen ve enfeksiyonlarla savaşan bir içerik.”
Hipokloröz asidin mist formunda kullanımı oldukça yaygın. Terleme veya spor sonrası cildi ferahlatmak için kullanabileceğiniz bu içerik, gözenekleri sıkılaştırma ve cildi arındırma gibi faydalar sunuyor. Ancak, fazla kullanımı cildin doğal mikrobiyotasını bozabileceği için dikkatli olmak gerekiyor. Dr. Özkur, hipokloröz asidin düzenli kullanımının günde iki defayı geçmemesi gerektiğini, aksi takdirde iyi bakterileri de öldürerek cildin dengesini bozabileceğini vurguluyor.
Mist formunda uygulandıktan sonra hızla emilen bu içerik, makyaj üzerine sıkılarak da kullanılabilir. Bu sayede ciltte daha taze bir görünüm sağlanabilir. Ancak hassas ciltlerin bu içeriği kullanmadan önce mutlaka dermatoloğa danışması tavsiye ediliyor.
Cilt Bakımında Doğru İçeriği Seçmek
Retinoidler, EGF ve hipokloröz asit gibi içerikler, farklı cilt tipleri ve ihtiyaçlar için güçlü çözümler sunuyor. Ancak her içerik, her cilt tipine uygun değil. Dermatologların önerilerini dikkate alarak doğru içeriği seçmek, cilt sağlığınızı korumanın en etkili yollarından biri. Unutmayın, doğru ürünlerle desteklenen bir cilt bakım rutini, hem kısa hem de uzun vadede cildinizin daha sağlıklı ve canlı görünmesini sağlayabilir.
cilt bakımı Epidermal Büyüme Faktörü Hipokloröz Asit Retinoidler
Last modified: 23 Kasım 2024